Arapça Türkçe Dualar

TÖVBE VE İSTİĞFAR DUASI

HADİSLERDE TÖVBE VE İSTİĞFAR DUASI

TÖVBE VE İSTİĞFAR DUASI
Tövbe; kulun işlediği bir günahtan pişmanlık duyup,
bir daha işlemeyeceğine dair yüce Yaratıcıya söz vermesi ve
O’ndan af dilemesidir. Af dileme isteği, kulun hatalarından
dolayı vicdanında duyduğu rahatsızlıktan ortaya çıkar.

Günahlar, Allah’ın rızası ile kul arasında bir perdedir. Bu
perdenin ortadan kalkması, kişinin yapacağı tövbeye bağlıdır.
Sevgili Peygamberimiz, kulların günah işleme ve tevbe
etmeleriyle ilgili şöyle buyurmuştur. “Her insan günah işleyebilir.
Günah işleyenlerin en hayırlıları ise tövbe edenlerdir.”
(İbn Mâce, Zühd, 30)

Tövbe, bütün mü’minlere emir ve tavsiye edilen bir görevdir.
Çünkü kullar, Allah’ın kendilerini mükellef kıldığı
her hususu, ne kadar gayret etseler de gereği gibi yerine
getiremeyip zaman zaman hata yapabilirler. Bunun için
yüce Rabbimiz: “Ey mü’minler! Hepiniz Allah’a tövbe edin
ki kurtuluşa eresiniz” (Nûr, 24/ 31) buyurmuştur.
Tövbenin Allah katında makbul olması için; içten gelerek,
tam bir ihlâsla yapılması gerekir. Bu da kalp ile pişman
olup bu pişmanlıktan dönmemek, dil ile istiğfar etmek,
fiilen de günahı terk etmekle mümkün olur. Bunun yanında,
kul ve kamu hakkı içeren konularda tövbenin kabul
edilebilmesi için öncelikle hak sahiplerinin hakkını vermek
ya da onlarla helâlleşmek gerekir. İşte böyle bir tevbe
Kur’ân’da içtenlikle yapılan tevbe olarak ifade edilmiş ve
şöyle buyrulmuştur: “Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe
edin…” (Tahrîm, 66/8)

Mü’min, günahının bağışlanması için Allah’a istediği
sözlerle yalvarabilir. Günahlarının affının Allah’tan talebini
ifade eden şu dualar da ihlasla okunabilir.
∗ Sahabeden İbn Ebi’l-Evfâ, Peygamberimizin şöyle
dua ettiğini bildirmiştir:

اَللّٰهُمَّ طَهِّرْنِي مِنَ الذُّنُوبِ بِالثَّلْجِ وَ الْبَرَدِ وَالْمَاءِ
اَللّٰهُمَّ طَهِّرْنِي مِنَ الذُّنُوبِ كَمَا يُطَهَّرُ الثَّوْبُ مِنَ الدَّنَسِ

Okunuşu: “Allâhümme tahhirnî mine’z-zünûbi bi’sselci
ve’l-beradi ve’l-mâi.
Allâhümme tahhirnî mine’z-zünûbi kemâ yütahharu’s-
sevbü mine’d-denesi.”
Anlamı: “Allah’ım! Beni günahlarımdan kar, buz ve soğuk
su ile temizle.
Allah’ım! Beni günahlarımdan elbisenin kirlerden temizlendiği
gibi temizle.” (İbn Hıbbân, Ed’ıye, No: 955)
∗ Sahabeden Abdullah ibn Mesûd, Peygamberimizin
şu duayı üç defa okuyan kimsenin günahlarının bağışlanacağını
söylediğini bildirmiştir:

اَسْتَغْفِرُ الٰهّلَ الْعَظِيمَ الَّذِي لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ وَ اَتُوبُ اِلَيْهِ

Okunuşu: “Esteğfirullâhellezî lâ ilâhe illâ hüve’lhayyü’l-
kayyûmü ve etûbü ileyhi.”
Anlamı: “Ulu Allah’tan bağışlanmamı dilerim ki O’ndan
başka ilâh yoktur. O, diridir ve kayyumdur. O’na tövbe
ederim.” (Hâkim, Dua, I, 511)
∗ Sahabeden Ebû Bekir (r.a.), Peygamberimiz (s.a.s.)’e;
‘Bana bir dua öğret de onu namazımda okuyayım’ deyince;
Efendimiz, şöyle dua etmesini buyurmuştur:

اَللّٰهُمَّ إِنّٖي ظَلَمْتُ نَفْسٖى ظُلْمًا كَثٖيرًا وَلَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا أَنْتَ

فَاغْفِرْ لٖى مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ وَارْحَمْنٖى إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

Okunuşu: “Allâhümme innî zalemtü nefsî zulmen
kesîran ve lâ yağfirü’z-zünûbe illâ ente, fağfirlî mağfiraten
min ‘ındike, verhamnî inneke ente’l-ğafûru’r-rahîm.”
Anlamı: “Allah’ım! Ben gerçekten nefsime çok zulmettim.
Günahları ancak sen bağışlarsın. Beni katından bir mağfiret
ile bağışla, bana merhamet et. Şüphesiz sen çok bağışlayansın,
çok merhametli olansın.” (Buhârî, Ezân 149, De’avât 17, Tevhîd, 9; Müslim,
Zikir ve Dua, 48)
∗ Sahabeden Ebû Mûsâ el-Eş‘arî (r.a.) diyor ki;
Resûlullah (s.a.s.) şöyle dua ederlerdi:

اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لٖى خَطٖيئَتٖى وَجَهْلٖى وَإِسْرٰافٖى فٖى أَمْرٖى وَمَا أَنْتَ
أَعْلَمُ بِهٖ مِنّٖى اَللّٰهُمَّ اغْفِرْلٖى جِدّٖى وَهَزْلٖى وَخَطَئٖى وَعَمْدٖى وَكُلُّ
ذٰلِكَ عِنْدٖى اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لٖى مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا
أَعْلَنْتُ وَمَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهٖ مِنّٖى أَنْتَ الْمُقَدِّمُ وَأَنْتَ الْمُؤَخِّرُ وَأَنْتَ
عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَدٖيرٌ

Okunuşu: “Allâhümme’ğfirlî hatîetî ve cehlî ve isrâfî fî
emrî ve mâ ente a‘lemü bihî minnî.
Allâhümme’ğfirlî ciddî ve hezlî ve hataî ve ‘amdî ve
küllü zâlike ‘ındî.
Allâhümme’ğfirlî mâ kaddemtü vemâ ahhartü, vemâ
esrartü, vemâ a‘lentü, vemâ ente a‘lemü bihî minnî, ente’l–
mukaddimü ve ente’l–muahhiru ve ente alâ külli şey’in
kadîr.”

Anlamı: “Allah’ım! Günahlarımı, bilgisizlik yüzünden
yaptıklarımı, haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden
daha iyi bildiğin bütün suçlarımı bağışla!
Allah’ım! Ciddî ve şaka yollu yaptıklarımı, yanlışlıkla ve
bilerek işlediğim günahlarımı affeyle! Bütün bu kusurların
bende bulunduğunu itiraf ederim.
Allah’ım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım,
gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim
ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne
geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senin gücün her şeye
yeter.” (Buhârî, De’avât, 60; Müslim, Zikir ve Dua, 70)

İlgili Makaleler